Destekçileri tarafından bile heyecan üretememekle, seçmenin gönlüne girecek adımlar atamamakla suçlanan 6’lı masanın liderleri, bu eksiği giderme adına yapmakta oldukları iki çalışmaya güveniyorlar:
1-Geçiş dönemiyle ilgili yürüyen müzakerelere
2-Seçmenin karşısına hangi vaatlerle çıkacaklarını gösterecek olan ortak Seçim Beyannamesine.
Şöyle bir bilgiyle devam edelim:
Geçiş dönemiyle ilgili çalışmalar, 6 Genel Başkan tarafından yürütülüyor.
Geçtiğimiz günlerde Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu’nun BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamalar, masada bu konuda kaydedilen gelişmelerin bir ‘ifşaatı’ niteliğindeydi aynı zamanda.
Ancak, Karamollaoğlu’nun ‘Eşgüdüm Kurulu’ dediği mekanizma, yine muhalif çevrelerde daha neticelenmeden sert tartışmaları beraberinde getirdi.
Yürütülen çalışmalar sonucu belirlenen yönteme göre, yüzde 50’nin üzerinde oyla cumhurbaşkanı olarak seçilecek olan kişi, 6 Genel Başkan’dan oluşan Eşgüdüm Kurulu’nun direktifleri doğrultusunda hareket edecek.
Tartışılan hususun ne olduğunu en iyi Muharrem İnce’nin şu sözleri tarif ediyor:
“Dün çıkmış Temel Karamollaoğlu, 6lı masanın bir üyesi Biz bir eşgüdüm kurulu kuracağız, cumhurbaşkanı o eşgüdüm kurulundan talimat alacak diyor. Yani 6 genel başkan bir araya gelecek, bir cumhurbaşkanı seçecekler, cumhurbaşkanı nasıl seçiliyor, 50 artı 1le, 50 artı 1 alan cumhurbaşkanı yüzde 1-2 oy alacak Temel Karamollaoğlu’ndan talimat alacak. Böyle bir saçmalık olur mu?”
Muharrem İnce, muhalefete de muhalefet eden bir siyasetçi.
Onun böyle demesi, çok da şey değil diye düşünülebilir.
Ama varlığını muhalefetin varlığına armağan etmiş olan başka başka pek çok isim de, böyle bir şey olursa ben oy vermem diye çıkışlar yapmaya başladı.
CHP’NİN VAATLERİ Mİ? 6’LI MASANIN VAATLERİ Mİ?
Buraya kadar yazdıklarımız 6’lı masada yürütülen çalışmaların birinci kısmıyla ilgiliydi.
6’lı masanın umut bağladığı ikinci çalışma, ortak seçim beyannamesi ile ilgili.
Muhalefet çevrelerinden edindiğim bilgilere göre, bu konuda yürütülen çalışmalarda da epeyce mesafe kat edilmiş.
Ancak Cumartesi günü CHP’nin yaptığı “İkinci Yüzyıla Çağrı” buluşması, yepyeni soru işaretlerini karşımıza çıkardı.
Bu toplantı, bir yönüyle CHP’nin küresel emperyalizmle içli dışlı ilişkilerini gün yüzüne çıkardı.
Bir aya yakın süredir ‘başdanışman oldu’ diye havası atılan kişinin (Jeremy Rifkin) Amerika’dan gelmeye bile tenezzül etmeden uzaktan uzağa konferans verir gibi bir konuşma yapması, CHP açısından büyük bir mahcubiyet anlamına geliyordu.
Ama sorun sadece bundan ibaret değil.
Asıl mesele içerisiyle ilgili.
Cumartesi günkü buluşmada, CHP lideri Kılıçdaroğlu ve ekonomi kurmayları, arka arkaya kendi partileri adına vaatlerde bulundular.
Şimdi şu türden sorular akla geliyor:
-CHP’nin bu vaatlerinden 6’lı masanın haberi/onayı var mı?
-Çoğunluğu ekonomiyle ilgili olan bu vaatler 6’lı masanın Seçim Beyannamesi’nde yer alacak mı?
İYİ PARTİNİN ÖNDE GELEN BİR İSMİ: BU VAATLERİN 6’LI MASA İLE ALAKASI YOK
Dün, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı sıfatı taşıyan, Genel Başkan Meral Akşener’e çok yakın bir isme sordum.
Haberiniz/onayınız var mı diye.
Aldığım cevap şu oldu:
“Bu tamamen Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendisini ilgilendiren bir program. 6’lı masa ile bir alakası yok.”
CHP’nin İkinci Yüzyıla Çağrı buluşmasında, 6’lı masanın diğer liderleri yoktu.
Görüldüğü üzere, orada CHP adına verilen vaatlerden de diğer partilerin liderleri haberdar da değildi.
O zaman bu iş nasıl olacak?
-Kılıçdaroğlu, partisi adına bu vaatleri 6’lı masanın gündemine getirecek mi?
-Getirse bile, kendilerinin haberi olmadan kamuoyuna duyurulan vaatlere sahip çıkacaklar mı?
-Diyelim, hadi bir de burada konuşalım dediler. Bu vaatlerin kaçta kaçı, 6’lı masanın vaadi olarak Seçim Beyannamesi’ne girecek?
-O durumda, masanın onayından geçmeyen vaatler CHP tarafından hiç söylenmemiş gibi mi kabul edilecek?
Sonuç olarak, öyle bir durumda masadaki diğer liderlere, “Siz bize sorarak mı bu vaatlerde bulundunuz” deme hakkı doğmayacak mı?
Çok ilginç bir durum bu gerçekten.
Mehmet Acet - Haber7
