Sevgili okurlarım “Gönlü Hükümdar; Kime ne paye vereceğini o belirler. Sen ne dersen de, ne yaparsan yap! Kimine “ dostum”, kimine “kardeşim”, kimine de “arkadaşım” der…”
Hayat tanıştığımız insanlarla doludur, klasik cümleler ile iletişim kurduğumuz, yanıtlarını merak etmeden sorular sorduğumuz…
Bazı insanlarda vardır ki hayatımızda üzmemek için her hareketinize dikkat edersiniz, sorular sormadan cevaplamak için mücadele verirsiniz.
Hayat bellirli zamanlarda ağır gelmeye başladığı vakit ne yapacağını bilemez insan işte o anlarda yanında olandır dostları, tam dibe vurduğunuzu sandığınız anda uzatır elini, çeker alır sizi bütün karanlıklardan…
Hani denebilir dost olmak yıllar sürer diye ama hiçte öyle değilmiş. Gerçek dost samimiyetine o anda inandığın o denli de güvendiğin kişiyi karşında görmekmiş. O en zor anında onun varlığını her zaman yanında hissetmekmiş. Çevrendeki herkese geçirdiğin süreyle orantılı olarak yakınlaşırsın ya dost böyle değil işte, farklı çok farklı bişeymiş…
Şimdi yazsan yazılmaz anlatsan anlatılmaz, birini tarif edeyim siz değerli okurlarıma… Herkes av ise o avcı, her yer siyah ise o beyaz, kuralları o belirler kuralsızdır…
Sadece iyi günde mutluluğunu paylaştığın insanlar gibi değil, asıl kan ağlarkende yanında oturup derdini, tasanı paylaşır, seninle aldığı bir simiti doyarcasına paylaşır.
Kanunların bittiği yerde zulüm ve baskı başlar. Bu aklıma kazınmıştı, okuduğum bir yazıda sonraları öğrendim ki zulüm ve baskıdan kurtulmak için gerçek dost lazım insana…
Velhasıl kelam her insana nasip olmayacak hazinelerdendir. Her insanın hayatında en azından bir veya iki tane olmasını dilediğim insandır. Çok olmasına lüzum yok, zaten böyle insan da dünya da çok yok…
Yanımda olan, değerli olduğumu, önemli olduğumu, ne yaparsam yapayım bu durumun değişmeyeceğini bana unutturmayan değerli Levent Avcı abime sevgiyle…