GÜNCEL
Giriş Tarihi : 16-09-2022 11:20   Güncelleme : 16-09-2022 11:20

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerine CHP'den sert eleştiri: Dört çocuğundan Türkiye'de okuyan yok

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştiren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel, 'Sümeyye Erdoğan, üniversiteyi Indiana Üniversitesi'nde okudu. Bilal Erdoğan, Indiana Üniversitesi'nde okudu. Ahmet Burak Erdoğan, Londra'da okudu, Esra Erdoğan, Indiana Üniversitesi'nde okudu. Yani, 'Kendi çocuklarını yurt dışında okuttular, milletin çocuğu perişan oldu' dediği kendisi. Dört çocuğundan Türkiye'de okuyan yok' ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerine CHP'den sert eleştiri: Dört çocuğundan Türkiye'de okuyan yok

Geçtiğimiz gün Ankara Mamak'taki 105 Yeni Gençlik ve Spor Bakanlığı Yurt Binası Açılış Töreni'nde vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, millet olarak yakın geçmişte gençler üzerinden oynanan oyunlar sebebiyle çok acılar çekildiğini, çok bedeller ödendiğini hatırlatarak ülkenin en kıymetli sermayesinin, yani gençlerinin bir bölümünün kirli oyunlarla provokasyonlara, sinsi hesaplara kurban verildiğini söyledi.

Gençlerin terör örgütü PKK ve FETÖ'ye kurban verildiğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi: "Öyle günler yaşadık ki bu ülkenin gençleri 'sağ-sol' diye birbirine kurşun sıktı. Öyle dönemlerden geçtik ki bu ülkenin kimi kandırılmış gençleri sokaklarda, meydanlarda birer piyon gibi kullanıldı. Bu ülkenin nice gençleri Kandil'de kurulan insan pazarında bozuk para misali terör baronları tarafından insafsızca harcandı. Bu ülkenin gençleri PKK'dan FETÖ'ye farklı görünüm altındaki terör örgütlerinin kanlı çarkları arasında öğütüldü. Bu ülkenin nice gençleri, vesayet odaklarının kısır hesaplarına, marjinal yapıların kirli emellerine kurban edildi.

ERDOĞAN: ÜLKENİN İNSAN KAYNAĞINI SAÇMA SAPAN BAHANELERLE HEBA ETTİLER

Gençlerimiz, belki bizzat duymamıştır ama orta yaş ve üzeri kuşak çok iyi hatırlar. Bu ülkede, 'Başörtülüden doktor olmaz' dediler. 'İşçinin çocuğundan diplomat olmaz' dediler. 'İmam hatipliden hakim, savcı olmaz' dediler. 'Meslek liselerinden vali, kaymakam, bilim adamı çıkmaz' dediler. 'Esnafın çocuğundan iş adamı olmaz' dediler. 'Köyden sanatçı, kasabadan aydın, varoşlardan adam çıkmaz' dediler. Velhasıl yıllarca bu ülkenin insan kaynağını saçma sapan bahanelerle heba ettiler. Ruhlarını sattıkları efendilerine peşkeş çektiler. İşte karşınızda imam hatip mezunu bir cumhurbaşkanı. Kabinemin içerisinde imam hatip mezunu bakanlar aynı şekilde meslek lisesi mezunu bakanlar... Demek ki oluyor. Onlarla beraber yola devam ediyoruz. Bunlar öyle alçak, öyle ahlaksız bir tezgah kurdular ki kendi çocuklarıyla milletin çocukları arasında devasa bir uçurum oluşturdular."

CHP'Lİ ÖZGÜR ÖZEL, ERDOĞAN'I ELEŞTİRDİ

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlediği basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştiren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel, şunları söyledi: "Dün yurt açtı. 20 yıldır en az yaptığı açılışlardan bir tanesi. 20 yıldır her şeyi açar yurt açmaz. Yurt açmaz çünkü yurt açarsa bilir ki öğrenciler cemaat yurtlarına gidemez. Ya da kendi evlatlarının, kendi çocuklarının yönetim kurullarında olduğu TÜRGEV'lerin, TÜGVA'ların yurtlarına gitmezler. O yüzdende yurt açmazlar. Geçen sene barınma sorunu çok ciddi bir sorun olup ülkenin gündeminde çok uzun süre kalınca yıllardır açtıkları yurtları dün açıyormuş gibi yaptılar. Yurt kapasitesiyle ilgili de birtakım rakamlar verdiler. Rakamlar bizleri doğruluyor.

"POZİTİF BİR DİL KULLANMASINI BEKLERSİNİZ AMA YİNE DİLİNDE ZEHİR VAR"

Öğrencilere, gençlere konuşuyor pozitif bir dil kullanmasını beklersiniz ama yine dilinde zehir var. Zehir zemberek açıklamalar yapıyor. Gençlerin zihinlere zerk edeceğini düşünerek ağzından zehir saçıyor. Kutuplaştırmayı körüklüyor. Her ne kadar vekili Mahir Ünal, 'Biz kimseyi kutuplaştırmıyoruz' diye nutuk atıyor olsa da Recep Tayyip Erdoğan, aynı dakikalarda, aynı saatlerde, 'Kim yurtlar üzerinden bizi eleştiriyorsa ya cahildir ya art niyetlidir, o bir provokatördür' diyor. Demokrasilerde eleştirmek provokatörlük ne zamandan beri oluyor? Eksik yaptığınız bir işin eleştirilmesi ne zamandır provokatörlük oluyor? Ne zamandır cahillik oluyor ne zamandır art niyet oluyor?

"YÜZ ÖĞRENCİDEN 20'SİNE YETECEK KADAR YURT VAR"

Kendisi sarayında görmüyor olabilir, duymuyor olabilir, danışmanları ona doğruyu söylemiyor olabilir. Ama yarattığı yoksul kesim barınamıyor, kirasını ödeyemiyor, ciddi sıkıntıları var. Çocukları üniversiteye giderse de çocukları gittikleri üniversitede barınamıyorlar. Recep Tayyip Erdoğan, 'Biz Adalet ve Kalkınma Partisi olarak yurt sayımızı artırdık ve artırdığımız bu yurt kapasitesinin sonucunda kimse açıkta değil, hatta 41 ilde tamamı yerleşti' diyor. Bunda bir itiraz yok. Küçük şehirlerde öğrencilerin büyük oranda yurt sorunu yok, zaten yoktu. Ama her üç öğrenciden biri, üç büyük şehirde yaşıyor. Eğer üç büyük şehirde yurt bulamazsanız, ev kiraları astronomik pahalı, özel yurtlar çok pahalı. Birincisi dört milyon öğrenci var. Bu öğrencilerden kendi verdiği rakam, '800 bin oldu yurt kapasitemiz' diyor. Yüzde 20 yani, yüz öğrenciden 20'sine yetecek kadar yurt var. 4 milyon örgün öğretimde öğrenci var bunların sadece 800 binine yurt veriyorsunuz. Ankara'da öğrenci sayısı 315 bin yurt kapasitesi 31 bin 93, öğrencilerin yüzde 9,84'üne yurt var. Şimdi siz öğrencileri açıkta bırakmadığınızı söylüyorsunuz. Ankara2da on öğrenciden birine yurt var. İzmir'de yurt kapasitesi 19 bin 668 ama öğrenci sayısı 176 bin. İzmir'e yüz öğrenci gidiyor, on biri yurtta kalabiliyor, geriye kalanlar Allah'a emanet. İstanbul, en çok öğrenci, en çok üniversite olan şehir. İstanbul'un 824 bin öğrencisi, 29 bin 700 yurt kapasitesi var. İstanbul'daki her yüz öğrenciden üçüne yurt var. Yalansa yalan deyin. Rakamların hepsi sizin rakamlarınız.

"ÜÇ BÜYÜK ŞEHİRDE VE YURDA GİREMEYENİN EV TUTMASI MÜMKÜN DEĞİL"

Dün çıkmış, '41 ilde tamamını yerleştirdik' diyor. Ben demiyorum ki Siirt'te, Niğde'de, Erzurum'da bu kadar büyük sorun var. Oralarda da var ama yakıcı sorun üç büyük şehirde ve yurda giremeyenin ev tutması mümkün değil. Kiralar astronomik, özel yurtlarda çok pahalı, üç öğrenciden biri büyükşehirlerde yaşıyor. Onların en büyük sorununun olduğu İstanbul'da geçen yıl senin 'provokasyon' dediğin 'barınamıyoruz' diye eylemler yapan öğrencilerin sadece yüzünden üç buçuğuna yurt var, yüzde 97 öğrenci ya özel yurda gidecek ya evde kalacak ya da kaydını yaptırsa da barınamadan memleketine gidecek. Türkiye'nin böyle bir yurt sorunu var bunu yalanlarla dolanlarla gizleyemezsiniz.

"45 LİRANIN ALIM GÜCÜ ÖĞRENCİ AÇISINDAN ÜÇ KAT FAZLAYDI"

Gelelim Recep Tayyip Erdoğan'ın geçmişi bilmeyen gençleri yanıltmak için söylediği bir büyük yalana daha. 'Biz geldiğimizde öğrenci bursları 44 liracıktı, biz onu şimdi 850 yaptık' diyor. Bununla övünüyor. Karşılaştırma yapalım, o 45 lira ne manaya geliyordu, bugünkü 850 lira ne kadar para. Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidara geldiği 3 Kasım 2002 tarihinde 1,63 çeyrek altın alınıyordu. Kredi Yurtlar Kurumu'nun verdiği 45 lira ile kuyumcuya gidiyorsun, kuyumcu da çeyrek altın 30 lira. Bugün 0,49 yani yarım çeyrek altın parası veriyorsunuz. Altın üzerinden 3'te 1'inden daha da öğrenciye verdiğiniz bursun değeri azalmış. O gün 45 liralık burs parasıyla öğrenci 32 tane yarım ekmek arası döner yiyebiliyormuş. Yani neredeyse her güne bir döner ekmek parası. Bugün 8,9. Yani 30 günün 9 günü yetebilir. Yurt parasıyla her gün döner ekmek alınabilirken bugün dokuzuncu günde para bitiyor. Öğrenci bundan anlar. Burada da 3'te 1 noktasındasın. En basit ve en ucuzundan aldık o gün 45 lira burs alan öğrenci 14 tane saç tıraşı yaptırabiliyor, bugün 850 lira burs alan bir öğrenci 10 tane saç tıraşı yaptırabiliyor, en ucuz fiyatlardan hesaplandığında. Daha pahalı berbere gittiğinde 5'e düşüyor. Anaların, babaların, dedelerin, ninelerin hesap yöntemi hiç şaşmaz. Sanki her şey bu fiyattaydı, 45 lira veriliyordu. 45 liranın alım gücü öğrenci açısından üç kat fazlaydı. Bunu da önemli bir yalanı deşifre etmek açısından çok kıymetli buluyoruz.

ERDOĞAN'A, "DÖRT ÇOCUKTAN TÜRKİYE'DE OKUYAN YOK" ELEŞTİRİSİ

Gelelim dünkü konuşmanın en kritik yerlerinden birine. 'Kendi evlatlarını Paris'e, Londra'ya, Brüksel'e, Washington'a gönderip şatafat içinde yaşattılar. Milletin çocukları Anadolu'da, Edirne'de açlığa, yoksulluğa, ölüme terk edildi.' Anadolu'da ve Trakya'da milletin çocukları sefalet çekmiş ama birileri kendi evlatlarını Paris'e, Londra'ya, Brüksel'e, Washington'a yollamış. Kim bunlar? Özgür Özel, Manisa Gazi Okulu ve Bornova Anadolu Lisesi devlet parasız burslu öğrencisi. Benim annem babam emekli öğretmen, devlet parasız yatılı bursuyla okudum, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi. Cumhuriyet Halk Partisi'nin milletvekillerine bir bakın, çocuklarına bir bakın. Hep eski Türkiye, sanki biz varız iktidarda. 40 yıldır yokuz da Allah'ın izniyle şimdi geliyoruz. Kim yollamış, vallahi kendi yollamış. Sümeyye Erdoğan, üniversiteyi Indiana Üniversitesi'nde okudu. Bilal Erdoğan, Indiana Üniversitesi'nde okudu. Ahmet Burak Erdoğan, Londra'da okudu, Esra Erdoğan, Indiana Üniversitesi'nde okudu. Yani, 'Kendi çocuklarını yurt dışında okuttular, milletin çocuğu perişan oldu' dediği kendisi. Dört çocuktan Türkiye'de okuyan yok. Kızlar da, erkekler de orada okumuş. Bilal Erdoğan, dün çıkmış, 'Bu işin uzmanı olarak söylüyorum' diyor. Doğru sen uzmansın. Yurt işi, burs işi, yurt dışında yurt işlerinde uzmansın. 'Amerika'da öyle bir bedava yurt yok. Üniversitede yok. Mezun olunca borçla mezun oluyorsun' diyor. Soruyorum Bilal Erdoğan'a üniversiteden borçla mı mezun oldun? Borcu ödediğin dekontu görelim, çıkart sosyal medyadan paylaş. Yok öyle bir şey çünkü zengin bir iş adamının bursuyla okuduklarını herkes biliyor, gizli de bir bilgi değil. Babasının samimi arkadaşı tüm masraflarını karşıladı. Boş atmayın, karavana atarsınız. Boş, beleş, yalan siyasetiniz gerçeklerin duvarına böyle toslar. Ne konuştuysanız yalan. Kredi miktarı yalan, yurt kapasitesi yalan, milletin çocuğu dışarıda okudu yalan, senin çocuğun dışarıda okudu."

AdminAdmin