Muhalefetin cumhurbaşkanı adayı olmak için öne doğru bir adım attı,
“Bir de beni deneyin” dedi.
Sivas'ta yerel bir televizyon kanalına konuk olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Bir bakalım, bir de şu Kılıçdaroğlu'nu deneyelim, o nasıl bir adam görelim bir' denmesi lazım." Sözleriyle, adaylık için ısrar ve kararlılığını ortaya koymuş oldu.
Birinci sorumuz şu:
Kılıçdaroğlu, kendi ismini ilk defa bu kadar açık ve net şekilde öne sürerken, geçen hafta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Çık karşıma aday ol” sözlerinin baskısı ile bunu söylemiş olabilir mi?
Kılıçdaroğlu’nun Sivas’taki yerel televizyonda söylediklerini çoğu kimse, Erdoğan’ın Diyarbakır’dan yaptığı açıklama ile öğrenmiş oldu.
CHP liderinin o sözlerine atıf yapan Erdoğan, biraz da bu durumdan duyduğu memnuniyeti ihsas edercesine, “Adaylığı hayırlı olsun” ifadesini kullandı.
ALTIN HİSSE AKŞENER’DE, PEKİ İYİ PARTİ LİDERİNİN OYUN PLANI NE?
Hatırlayalım, 6’lı masanın son toplantısı, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in büyük ses getiren açıklamalarının gölgesinde geçmişti.
Akşener, masadaki ortağı Kılıçdaroğlu’nu kast ederek;
-“Dayatmayı kabul etmeyiz” dedi.
-“Noter değiliz” dedi
“CHP’ye borcumuz yok, hatta alacaklı hale geldik” dedi.
“Kazanacak aday” dedi.
Şimdi Kılıçdaroğlu’nun “Bir de beni deneyin” çıkışından sonra bu sözleri yeniden hatırlama zamanı.
Tam da bu noktada, ikinci bir temel soru karşımıza çıkıyor.
İYİ Parti liderinin kafasının arkasında gerçekten nasıl bir oyun planı var?
Kılıçdaroğlu’nun adaylığına kazanamayacağını düşündüğü için ‘kategorik’ şekilde, yani her durumda karşı çıkmaya devam mı edecek?
Yoksa, el yükselterek, pazarlık marjını yüksek tutarak, maksimalist taleplerle koparabildiği kadar taviz koparıp, ancak o durumda mı Kılıçdaroğlu’nun adaylığına yeşil ışık yakacak?
Hoş, 6’lı masadaki diğer genel başkanların değerlendirmeleri de önem taşıyor ancak, bir süre önce önce CHP liderinin yakın kurmaylarından birinin bana telefonda söylediği gibi, bir ortak aday çıkarılabilecekse eğer, buna Kılıçdaroğlu ve Akşener kafa kafaya vererek karar verecek.
Kılıçdaroğlu’nun Sivas’taki sözlerinin ortaya çıkmasından sonra Halk Tv’e çıkan Saadet Partisi Genel başkanı Temel Karamollaoğlu, "Sizin kafanızda şu isimle tek aday seçime gidersek yüzde 50'yi geçeriz dediğiniz bir isim var mı?" sorusuna, "Şu anda bunu vardır demek o kadar kolay değil, biraz daha zamana ihtiyacımız var diye düşünüyorum" sözleriyle karşılık verdi.
Benim daha önce Saadet Partisi çevrelerinden aldığım nabız, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı soğuk bir yaklaşım sergilendiği yönündeydi.
Hatta, aldığım nabzı, “Bir ortak aday olacaksa, en son seçenek Kılıçdaroğlu olmalı” biçiminde sizlere aktarabilirim.
Sebebini sorduğumda, böyle bir durumda, seçim döneminde rekabetin tipik bir AK parti/ CHP karşıtlığına indirgeneceğinden çekindiklerini dile getirmişlerdi Karamollaoğlu’nun yakın çevresi.
Ama 6’lı masada yine de İYİ Parti dışındaki partilerin nihai karar konusunda sahip oldukları güç ve imkanın sınırları ortada.
Açıkçası, geri kalan 4 parti de, adaylık ve iktidar paylaşımı için pazarlıklar başladığında. ‘alabilecekleri’ ile yetinmek durumunda kalacaklar.
Asıl, Akşener’in ne diyeceği, nasıl davranacağı, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına sıcak bakıp bakmayacağı meselesi önemli.
Tam da bu noktada, geçen Cuma günü eski bir gazeteci olan, kulis okumaları hala güçlü olan AK Parti MKYK üyesi Şamil Tayyar’ın Ülke Tv’de Zafer Şahin ve Melik Yiğitel’le birlikte yaptığımız Akşam Baskısı programında anlattıkları hemen akla düşüyor.
CHP liderinin dar bir ekiple bir ‘oyun planı’ hazırladığını anlatan Tayyar, bu oyun planına göre Kılıçdaroğlu’nun Akşener’e, fiili başbakanlık yapma imkanı veren Birinci Cumhurbaşkanı Yardımcısı olma teklifi götüreceğini söylemişti.
Şamil Tayyar’ın bütün detaylarını tek tek anlattığı o oyun planına göre, Ali Babacan’a ekonomi, Ahmet Davutoğlu’na eğitim ve kültür, Temel Karamollaoğlu’na Sanayi, Gültekin Uysal’a da Gençlik ve Spor Bakanlığı verilmesi düşünülüyormuş.
CHP böyle bir oyun planı hazırlamışsa ve Akşener’e geniş yetkiler veren bir Birinci Cumhurbaşkanı Yardımcısı olma teklifi götürülecekse, İYİ Parti liderinin bugün hala belirsizliklerle dolu yaklaşımını daha net öğrenmiş olacağız.
Kılıçdaroğlu’nu ‘kazanacak aday’ olarak görmediği için, nasıl bir teklif gelirse gelsin veto mu edecek?
Yoksa, koparabildiği kadar taviz kopardıktan sonra, CHP liderinin ortak adaylığına yeşil ışık mı yakacak?
