Yerel seçimler yaklaşırken ilk etapta aday belirlemeleri gündemin ilk sırasında yer alıyor.
Ülkemizin her tarafında adaylar kimler olacak, kimler olsun ya da olmalı, elbette ki ilgimizi çekiyor.
Yaşadığımız ilin ve ilçelerinin adayları daha yakından ilgi alanımıza giriyor.
Yaşadığımız kent Kocaeli en yakın ilgi alanımız. Kim olmalı, kimler olsun?
Siyasetteki boylarına bakmaksızın adaylarının kimler olacağı merak konusu.
Gözlerimiz ister istemez öncelikli olarak seçimlerde en yüksek oyu almış iktidar partisi ile ana muhalefet partisine çevriliyor.
İkisinde de, adı geçtiğinde hah bu olur, olabilir diye değerlendirilebilecek aday ismi şu ana kadar dillendirilmedi, gündeme gelmedi.
Her seçim döneminde özellikle genel seçim dönemlerinde genel başkanlar, parti üst yönetimleri Sakarya'da istediğimi ekerim istediğimi biçerim politikasını uyguluyorlar.
Güvendikleri nokta şu olsa gerek. Bunu her zaman yapıyoruz. Kimseden bir tepki gelmiyor. Hatta o kadar ki şehrin kozmopolit yapısı nedeniyle de başka illerden gönderilen adaylar nedeniyle seçmenin bir kısmı hemşerilik, bir kısmı bölgecilik ve hatta ne yazı ki bir kısmı da şoven duygularla memnun oluyor.
Yereldeki yönetimler çıkıp arkadaş biz dışarıdan aday istemiyoruz diyemiyorlar. Derseler kendileri bulundukları mevkilerden olacaklar.
Sakarya'da adam yokmuş gibi, Sakarya halkını yok sayan dayatmacı parti başkanlarına ve üst yönetimlerine öncelikle partilerin yerel örgütleri karşı çıkmalı. Olmadı mı seçmen olarak sandığı boykot ederek gereken ders verilmeli.
Bu ilde, parti genel başkanları dahil, parti üst yönetimlerine iki dudak arasından gelmiş yöneticilerden çok daha bilgili, çok daha yetenekli, çok daha hizmet aşığı, çok daha yurt sever insan yaşıyor.
Partilerin bu düşüncesiz, dayatmacı ve kıymet bilmez davranışları nedeniyle, gerçekte layık olanlar göreve talip olmuyor. Bu ilde var olan değerleri yok sayıp dışarıdan aday göndermek bu ilin halkına düpedüz hakarettir. Adaylık için müracaatlara bakarsanız anlarsınız. Nokta.
ALINTIDIR.