https://www.basin54.com/files/uploads/user/58241.jpg
Metin Nişancık

Kaldırımlar diyorum!

22-06-2023 13:47

Çocukluğumda çok duyardım; işi gücü olmayan  insanları tanımlamak için "kaldırım mühendisi" denilirdi. Ben de bunun ne demek olduğunu anlamazdım. Sonra ortaokul sıralarına geldiğimde anlar oldum.

Bu amiyane deyimin yerini sonra başka söylemler aldı. Örneğin "Boş gezenin boş kalfası" gibi. Ama bir şeyin iyice farkındayım. Bu "Kaldırım mühendisi" deyiminin yeniden hortlayamayacağı tek yer Sakarya olabilir.
 Neden mi? Çünkü yayaların kaldırımları bu kadar kısıtlı kullanabildiği bir yerde çağrışım yoluyla bu deyim yeniden hayat bulamaz

Artık "Kaldırım mühendisi" gitti, "Kaldırım işgalcisi" geldi.

 

Sakarya demek yoğun trafik, yoğun insan kalabalığı ve daracık kaldırımlar demektir. Tabii, hava ve gürültü kirliliği de cabası.

Durum bu iken Sakarya'nın en işlek caddelerinde bile dükkanının vitrinini, kaldırımın bir kısmını işgal edecek şekilde genişletip bu da yetmezmiş gibi sattığı malların bir kısmını kaldırımın kalan kısmına yerleştirmek adeta moda olmuştur.
 Başka modalar da var; lokanta işletenler, dondurma satışı, çay ve börek işi yapanlar masaları ve sandalyeleri kaldırımlara diziyorlar.
Buralarda yer kalmayınca bunları araçların geçtiği yola koyanlar da var. Market mi işletiyorsunuz; teşhir için her şey kaldırımda.

Ticaret yapanlara kaldırımların bir kısmını çevirmeleri bile serbest. Hatta araç trafiğine kapalı, kaldırımı olmayan caddelerde yayalar, lokantalar, pastaneler ve börekçilerin masa ve sandalyelerinin arasından geçmek zorunda kalıyor.

Yani, Sakarya’da  bir dükkanın iç hacmi kadar önündeki kaldırımın genişliği de önemlidir. Çünkü kaldırım adeta dükkanın kullanım alanına dahildir. Oh...ne ala!

Başka bir olanak daha var; kaldırımın sınırında araç yoluna "park yasağı" koymak da serbest. Kimse, "sen kim oluyorsun!" demiyor. Bir çok işletme  yolun bir kısmını işaretlemiş ve müşterilerinin arabaları için park alanı yapmış. Yıllardır böyle DÜZELMEZ!

Üstelik bazı yerlerde kaldırımlar arabaların park yeri olmuş.

Kentte bu gözle dolaşın, yüzlerce fotoğraf çekebilirsiniz .

Son 2-3 yıldır bu görünüm daha da belirginleşti.


Düzen yok, estetik konu değil. İpin ucu kaçmış. Berbat bir görüntü.

Peki neden? Kaldırımların işgaline imkan sağlayan bu görüş ve umursamazlık nereden kaynaklanıyor?

Bu bir keyfi bir durum mudur?
Böyle ise ben kimin, kimlerin keyfine bağlı olarak bu kaldırımlarda bir Avrupayi  kentinin caddesindeki gibi yürüyemiyorum?

Bir küçük çocuğun elinden tutup bu kaldırımlarda yürüyün de göreyim sizi!

Bu kaldırım işgali Belediye'ye para ödemekle mümkün oluyorsa halkın yaşam düzeni hangi yetki ile satılmış oluyor?

Bu durumdan birinci derecede sorumlu olanlara, "artık arabalarınızdan inip yürüyün" demenin de gereği yok. Çünkü uzaktan bile net olarak görülebilecek berbat bir durum var.

Bir yetkili çıksın da bu yazdıklarımın gerçek dışı olduğunu ileri sürsün!

Yazık bu kente.

 

Neler Söylendi?

Sakaryalı

Sakarya esnafı çok bencil. Esnaflık biraz bencillik gerektiriyor evet ama Sakarya esnafı düşüncesiz denilecek kadar bencil. Heryer benim diyor. Kaldırımı geçtik, kaldırımın önündeki karayolunu bile sahipleniyor. İş etiği ahlâkî kalmamış insanlarda. 99depremi öncesi gibi oldu insanlar. 10 ay önce