Son haftalarda Sakarya Üniversitesi’nde yaşanan geçici görevlendirmeler, şaibeli yer değişiklikleri ve odadan odaya taşınan kadrolar… Her gün yeni bir haber düşüyor gündeme. Ama gelin görün ki kimse bu işlerin arka planını sormaya cesaret edemiyor. Çünkü devlet daireleri öyle bir hal aldı ki, kimin eli kimin cebinde belli değil!
Bir bakıyoruz liyakat rafa kaldırılmış, eş-dost ilişkileri jet hızıyla terfi aldırıyor. Bir bakıyoruz yıllardır emek veren insanlar bir gecede kapı önüne konuyor. “Geçici görevlendirme” adı altında yapılan bu operasyonlar, aslında kalıcı mağduriyetlerin temeli haline geliyor.
Soruyorum size: Bu kurumlar kişisel çıkarların laboratuvarı mı, yoksa kamu yararı için kurulmuş devlet yapıları mı?
Artık görmezden gelme devri bitti! Sadece üniversitede değil, şehirdeki tüm kamu kurumlarında benzer tablolar karşımıza çıkıyor. Çay ocağından rektörlük katına kadar aynı hikâye: Tanıdığı olan yürüyor, hakkı olan yerinde sayıyor.
Madem bu kadar konuşuluyor ama kimse yüksek sesle söyleyemiyor, o zaman gelin hep birlikte söyleyelim:
Bu şehrin kurumları babalarının malı değildir! Makamlar, odalar, imzalar birilerinin keyfine göre dağıtılamaz.
Varmısınız bu işin üzerine birlikte gitmeye? Çekinmeden, çekinilmeden, adını koyarak…
Çünkü bugün susarsak yarın konuşacak yerimiz bile kalmayacak!
Metin Nişancık
Makamlar Ağır Gelmeye Başladı!
AYSENUR ELMACI
Karasu için ne yapıyor SUNUZ?
Murat Uygun
Neden kavgacı olduk…!!!
Ahmet Özdemir
YÜKSEKÖĞRETİM KURUMU 2024 ÜSTÜN BAŞARI ÖDÜLLERİ DAĞITIYORMUŞ!
Serdar Gül
KURALSIZ
NAGEHAN CANBUL
CİHAN-I DERYA
Sevinç Hudutçu
Engelli öğretmen adayları atama, aileleri ise onlardan verecekleri güzel haberi bekliyor...