Hayatın en büyük ironilerinden biri şudur: Koltuklar kalır, ama o koltuklara oturanlar bir gün kalkar. Mevkiler geçicidir; bugün sizindir, yarın başkasının. Ancak geride kalan o makamın itibarı, ağırlığı ve temsil ettiği değerlerdir. Bu yüzden herkesin sorması gereken soru şudur: Ben geldim, iz bıraktım mı yoksa yalnızca geçip gittim mi?
Bugün siyasetten bürokrasiye, STK’lardan özel sektöre kadar pek çok alanda görüyoruz; insanlar mevkileri bir kazanç kapısı, bir güç aracı olarak görüyor. Oysa gerçek güç, o mevkiye anlam katabilmekte, oraya bir insanlık değeri bırakabilmektedir. Çünkü unutmamak gerekir: Mevki gelir geçer, ama karakter ve iz kalıcıdır.
Ne acıdır ki bazıları bulundukları yerin makam değil, kendi varlıklarıyla bir anlam kazandığını sanır. Görevden ayrıldıklarında ise ardında yalnızca boş bir sandalye değil, boş bir hatıra da bırakırlar. Halbuki asıl mesele, görev bitince bile adıyla, davranışıyla, adaletiyle, duruşuyla anılabilmektir.
İşte bu yüzden her görevde olan kişiye düşen en önemli sorumluluk, o makamı bir basamak değil, bir emanet olarak görmek olmalıdır. Çünkü emanet, sahip çıkılmayı, dürüstçe taşınmayı ve layıkıyla teslim edilmeyi gerektirir.
Sonuç olarak, mevkiler gelir geçer. Bir gün alkışlarla karşılandığınız salondan, ertesi gün sessizce ayrılabilirsiniz. Ancak o salonda, kalplerde ve hafızalarda bıraktığınız izler sizin gerçek mirasınız olacaktır.
Unutmayın: Mevkiler gitti, makamlar kaldı. Ya siz? Siz ardınızda ne bıraktınız?
Metin Nişancık
Makamlar Ağır Gelmeye Başladı!
AYSENUR ELMACI
Karasu için ne yapıyor SUNUZ?
Murat Uygun
Neden kavgacı olduk…!!!
Ahmet Özdemir
YÜKSEKÖĞRETİM KURUMU 2024 ÜSTÜN BAŞARI ÖDÜLLERİ DAĞITIYORMUŞ!
Serdar Gül
KURALSIZ
NAGEHAN CANBUL
CİHAN-I DERYA
Sevinç Hudutçu
Engelli öğretmen adayları atama, aileleri ise onlardan verecekleri güzel haberi bekliyor...