Şehirde son zamanlarda dikkatimi çeken bir durum var; bazı isimlere makamlar, koltuklar, unvanlar ağır gelmeye başlamış gibi. Henüz o koltuğun tozu bile silinmeden, omuzlara öyle bir kibir yükleniyor ki; sanki halktan kopmak bir mecburiyetmiş gibi davranılıyor.
Takım elbisenin omuzlarında bir ağırlık var ama o ağırlık, sorumluluğun değil, gösterişin ağırlığı olmuş. Elinde tespih, yüzünde bir ciddiyet maskesi… bir bakıyorsun, halka yukarıdan bakan, tehditvari konuşan, “ben bilirim” edasıyla dolup taşan tipler. Oysa makam dediğin, temsil makamıdır. Yani o koltukta oturan kişi sadece kendini değil, bir kurumu, bir toplumu, bir şehri temsil eder.
Bugün birileri unuttu bu gerçeği.
O koltuğa oturmayı “iktidar” zannediyorlar.
Halbuki orası bir “emanet”tir.
Makam, insanı yüceltmez; insan makamı yüceltir.
Ama ne yazık ki bazıları o koltukta büyüdüğünü sanırken aslında küçülüyor. Tavırlarıyla, söylemleriyle, halktan uzaklaşıp sadece etrafındaki birkaç dalkavuğun alkışına sığınıyorlar.
Bir şehirde yöneticiler halktan kopmuşsa, halka yukarıdan bakıyorsa; orada hizmet değil, kibir başlar. Ve kibir başladığında, şehirde huzur biter.
Unutmayın, makamlar gelip geçici. Ama insanlar, o makamda sergilediğiniz tavrı, üslubu, saygıyı unutmaz.
Bir gün o koltuğu bıraktığınızda size alkış tutanların değil, arkanızdan “adamdı” diyenlerin duası kalır.
O yüzden diyorum;
Takım elbise omzuna ağır geliyorsa, o koltuğu da taşıyamazsın.
Makamlar, gösterişin değil, tevazunun yeridir.
Metin Nişancık
Makamlar Ağır Gelmeye Başladı!
AYSENUR ELMACI
Karasu için ne yapıyor SUNUZ?
Murat Uygun
Neden kavgacı olduk…!!!
Ahmet Özdemir
YÜKSEKÖĞRETİM KURUMU 2024 ÜSTÜN BAŞARI ÖDÜLLERİ DAĞITIYORMUŞ!
Serdar Gül
KURALSIZ
NAGEHAN CANBUL
CİHAN-I DERYA
Sevinç Hudutçu
Engelli öğretmen adayları atama, aileleri ise onlardan verecekleri güzel haberi bekliyor...