Sakarya’da yaşanan son siyasi gerilim, bir maaş tartışmasından çok daha fazlasını gözler önüne serdi. AK Parti Sakarya İl Başkanı Yunus Tever’in, Sapanca Belediyesi üzerinden muhalefeti hedef alan çıkışına karşılık, CHP Sakarya İl Başkanı Oğuz Can Curoğlu’nun verdiği yanıt adeta bir tokat gibi indi.
Çünkü Curoğlu yalnızca cevap vermedi; yıllardır sümen altı edilen, halkın sırtına yüklenen gerçekleri tek tek ortaya koydu.
Sayın Tever ve benzerleri, iktidarın tüm gücünü ellerinde bulundurmanın verdiği rahatlıkla, muhalefet belediyelerine yüklenmeyi siyasi taktik olarak görüyor olabilir.
Ama unuttukları bir şey var: Halk her şeyin farkında. Sapanca Belediyesi’nin içinde bulunduğu ekonomik zorluklar bir yerel yönetim beceriksizliği değil, iktidarın sistemli olarak uyguladığı baskı politikalarının bir sonucudur. Belediyelerin kaynakları kısılıyor, projeleri engelleniyor, borçları artırılıyor. Sonra da çıkıp “maaş ödeyemiyorlar” diyerek halkı kandırmaya çalışıyorlar.
Curoğlu’nun çıkışı bu yüzden kıymetlidir. Çünkü sadece savunma yapmadı, aynı zamanda iktidar belediyelerindeki çürümüşlüğü açıkça dile getirdi.
Serdivan’dan Karasu’ya, Akyazı’dan Arifiye’ye kadar onlarca yerel skandalın üzeri bugüne kadar örtüldü.
Yeşil alanlar okul bahçesi diye kaydırılıp satıldı, imar oyunlarıyla milyonlar kayıp oldu, arsalar vatandaşa yüksek fiyattan, yandaşa sudan ucuza verildi.
Ve şimdi, halka hizmet için mücadele eden muhalefet belediyeleri hedef tahtasına oturtuluyor. Gerçekten de sormak gerekir: Asıl cezalandırılan kim? Belediyeler mi, yoksa o belediyelere güvenip oy veren, orada yaşayan halk mı? Devletin gücünü bir siyasi baskı aracına dönüştüren anlayışla mücadele etmek, bugün muhalefetin değil, her vicdan sahibi yurttaşın görevidir.
Curoğlu ayrıca sadece yereli değil, ülkenin genel tablosunu da unutturmadı. Açlık sınırının 23 bin lirayı aştığı bir ülkede, emekliye 14 bin lira maaş reva görülüyor. Asgari ücret, insanca yaşamın çok uzağında. Halk kemer sıkarken, iktidar çevresinde dönen paraların, alınan ihalelerin, satılan arsaların, kurulan şirketlerin hesabını kim verecek? Yada kime verilecek..
Bugün Curoğlu’nun yaptığı sadece siyasi bir hamle değil, halk adına bir hesap sorma çağrısıdır. Ve bu çağrı, artık sadece Sakarya’yı değil, tüm Türkiye’yi ilgilendiriyor.
Gerçeklerle yüzleşmek zorundasınız. Çünkü bungalov değil, bu ülkenin düzeni tartışma konusu artık.